Biçimci Kuram Ne Demek ?

Goktan

Global Mod
Global Mod
Biçimci Kuram Nedir?

Biçimci kuram, edebiyat teorisi ve eleştirisi alanında, eserin biçimsel yapısının ve dilsel özelliklerinin, içeriğinden daha önemli olduğu görüşünü savunan bir yaklaşımdır. Biçimci kuram, özellikle 20. yüzyılın başlarında Rus Edebiyatı’ndaki Formalizm hareketiyle ilişkilendirilir, ancak kuramın kökleri çok daha derinlere, Antik Yunan’a kadar uzanabilir. Biçimciler, bir edebi eser üzerine yapılacak analizde, eserin estetik değerinin, kullanılan dilin, anlatım biçimlerinin ve yapısal özelliklerinin ön plana çıkması gerektiğini savunurlar. İçerik, mesaj veya yazarın amacı gibi unsurlar, biçimci kurama göre ikinci planda kalır. Bu yaklaşım, bir edebi eserin sanat değeri için, dilin ve biçimin estetik kullanımı üzerine yoğunlaşır.

Biçimci Kuramın Tarihi ve Gelişimi

Biçimci kuram, özellikle 1910'lu yıllarda Rusya’da şekillenmeye başlamıştır. Rus Formalizmi olarak bilinen hareket, bu dönemde önemli bir rol oynamış ve kuramın temelleri atılmıştır. Viktor Şklovski, Roman Jakobson ve Boris Eichenbaum gibi isimler, biçimci kuramın gelişmesinde önemli katkılarda bulunmuşlardır. Formalistlerin en belirgin özelliği, edebiyatı yalnızca sosyal, tarihi ya da felsefi bağlamda değil, estetik ve dilsel düzeyde incelemeleridir.

Rus Formalizmi’nin etkisiyle biçimci kuram, dünya edebiyatında geniş bir alanda etkili olmuş ve zamanla Batı’ya da yayılmıştır. Ancak biçimci yaklaşımın özellikle yapısalcılıkla ve post-yapısalcılıkla olan ilişkisi, kuramın daha sonraki yıllarda evrilmesine neden olmuştur.

Biçimci Kuramın Temel Özellikleri

Biçimci kuramın temelinde yer alan birkaç önemli özellik vardır. Bunlar şunlardır:

1. **Dil ve Biçim Üzerine Yoğunlaşma**: Biçimci kurama göre, edebi bir eserin kalitesi dilin kullanımına ve biçimsel yapısına dayanır. İçerik, mesaj ya da yazarın niyeti ikincil önemdedir.

2. **Eserin Estetik Değeri**: Biçimci kuram, bir eserin estetik değerini, onun dilsel ve biçimsel yapısındaki yeniliklere, yaratıcı kullanıma dayandırır. Yazarın anlatım biçimi, kullanılan dilin özgünlüğü ve eser içerisindeki biçimsel unsurlar, eserin kalitesini belirler.

3. **Edebiyatın Özerkliği**: Biçimci kuram, edebiyatı diğer disiplinlerden bağımsız, kendi içinde bir sistem olarak görür. Edebiyat, dışsal faktörlerden bağımsız olarak değerlendirilmeli, yalnızca dilsel yapılarla analiz edilmelidir.

4. **Eserin Yapısal İncelemesi**: Biçimci kuramda, bir eserin dilindeki yapısal özellikler analiz edilir. Yani metin, dilin ve yapının nasıl kullanıldığına odaklanılarak incelenir.

5. **"Eşyaların Tersine Çevrilmesi"**: Viktor Şklovski'nin öne sürdüğü bu kavram, dilin sıradan ve alışılmış kullanımını kırarak, okuyucunun dikkatini metnin biçimine çekmeyi amaçlar. Bu, edebi eserin sıradanlıktan kurtulması ve yeniden keşfedilmesi sürecidir.

Biçimci Kuram ve İçerik İlişkisi

Biçimci kuramda içerik, biçim kadar önemli değildir. Kuram, biçimin içerikten ayrılması gerektiğini savunur. Bu bakış açısına göre, bir eserdeki temalar, duygular veya yazarın vermek istediği mesaj, biçimsel özellikler kadar değerli değildir. Biçimciler, bir eseri analiz ederken, anlatılan hikayeden ziyade anlatım biçimine, kullanılan dilin işlevine, metnin yapısına odaklanırlar. Bu durum, birçok edebiyat eleştirmeni tarafından eleştirilse de, biçimci kuramın estetik bir bakış açısı geliştirmesini sağlamıştır.

Biçimci Kuramın Eleştirisi

Biçimci kuramın en büyük eleştirilerinden biri, içerik ve bağlamı göz ardı etmesidir. Eleştirmenler, biçimci kuramın yalnızca dilsel özellikleri öne çıkarırken, bir eserin toplumla, tarihsel bağlamla veya yazarın dünyasıyla olan ilişkisini gözden kaçırdığını savunurlar. Ayrıca, biçimsel özelliklerin tek başına bir eserin kalitesini belirleyemeyeceği, edebi değerin yalnızca dilin yaratıcı kullanımına dayanamayacağı vurgulanır.

Biçimci kuramın bir diğer eleştirilen yönü, metnin yalnızca biçimiyle ilgilenmesidir. İçerik ve anlamın göz ardı edilmesi, eserlerin derinliğini yeterince kavrayamamayı ve daha yüzeysel analizler yapılmasına yol açmaktadır. Ayrıca biçimciliğin, okuyucunun metinle daha derin bir ilişki kurma imkânını kısıtladığı düşünülmektedir.

Biçimci Kuramın Günümüzdeki Yeri

Biçimci kuram, zamanla yapısalcılıkla birleşmiş ve post-yapısalcılıkla birlikte yeni bir anlayışa evrilmiştir. Ancak biçimci kuram, özellikle dilin ve biçimin önemli olduğu edebi analizlerde hâlâ etkisini sürdürmektedir. Bugün, biçimci kuram edebiyat eleştirisinde bazen daha derinlemesine bir inceleme yöntemi olarak kullanılmakta, aynı zamanda diğer kuramlarla etkileşime girerek daha geniş bir analiz perspektifi sunmaktadır.

Biçimci Kuramın Diğer Kuramlarla Karşılaştırılması

1. **Yapısalcılık ile Biçimci Kuram**: Yapısalcı yaklaşım, biçimci kuramın dilsel yapıyı analiz etme ilkesine benzer bir şekilde, metnin yapısal öğelerini incelemeye odaklanır. Ancak yapısalcılık, metnin anlamını da dikkate alır, oysa biçimci kuramda biçim, içerikten öndedir.

2. **Marksist Eleştiri ile Biçimci Kuram**: Marksist eleştiri, metnin sosyal ve tarihsel bağlamına odaklanır ve edebi eseri toplumsal yapılarla ilişkilendirir. Biçimci kuram ise eserin toplumsal bağlamını göz ardı ederek, yalnızca metnin dilini ve biçimini inceler.

3. **Psikanalitik Eleştiri ile Biçimci Kuram**: Psikanalitik eleştiri, yazarın bilinçaltı süreçleri ve metindeki psikanalitik semboller üzerine yoğunlaşırken, biçimci kuramda metnin dilsel yapısı ve biçimsel özellikleri öne çıkar. Bu nedenle psikanaliz, metnin içerik ve derinliklerine inmeye çalışırken, biçimci kuram yüzeyde kalan biçimi analiz eder.

Sonuç

Biçimci kuram, edebiyatın estetik boyutuna odaklanan, dilin ve biçimin önemini vurgulayan bir yaklaşımı temsil eder. Edebi eserlerin içeriğinden çok biçimsel yapılarının analiz edilmesi gerektiği görüşünü savunan bu kuram, edebiyat teorisi ve eleştirisi açısından önemli bir yere sahiptir. Ancak içerik, tarihsel bağlam ve sosyal faktörlerin göz ardı edilmesi gibi eleştiriler almış olsa da, biçimci kuramın etkisi, günümüzde hala güçlü bir şekilde devam etmektedir. Bu kuram, dilin gücünü ve estetik anlamını ön plana çıkararak, edebi eserlerin daha derinlemesine bir şekilde analiz edilmesine olanak tanımaktadır.