Kemiyet Değil Keyfiyet Ne Demek ?

Yildiz

New member
**Kemiyet Değil Keyfiyet Ne Demek?**

Kemiyet ve keyfiyet terimleri, özellikle felsefi, sosyolojik ve günlük dilde sıkça karşılaşılan kavramlar olup, anlamları ve kullanımları bakımından oldukça önemli farklılıklara sahiptir. Bu iki kavramın birbirinden farklı olduğu gerçeği, dilin ve düşüncenin nüanslarını anlamada büyük bir rol oynamaktadır. "Kemiyet değil keyfiyet" ifadesi de, bir olayın ya da durumun sayısal değil, niteliksel bir şekilde değerlendirilmesi gerektiğini anlatan bir sözdür. Bu yazıda, "kemiyet" ve "keyfiyet" kavramlarını ele alarak, bu ifade üzerinden yapılan anlam çözümlemelerine yer vereceğiz.

### Kemiyet ve Keyfiyet Kavramlarının Tanımları

**Kemiyet**, sayısal bir değer, nicelik anlamına gelir. Bir şeyin miktarı, büyüklüğü, sayısı ya da ölçülebilirliğiyle ilgili bir kavramdır. Örneğin, bir odada bulunan kitap sayısı, bir kişinin yıllık gelir miktarı veya bir fabrikanın ürettiği ürünlerin adedi kemiyetle ifade edilir. Kemiyet, sayılabilir ve somut verilerle doğrudan ilişkilidir.

**Keyfiyet** ise bir şeyin niteliği, kalitesi veya özelliği ile ilgili bir kavramdır. Keyfiyet, nicelikten ziyade, bir durumun ya da olayın içerik ve karakterine dair bilgi verir. Yani, sayılarla ölçülemeyen, daha çok hissedilen ve deneyimlenen özellikleri anlatan bir terimdir. Örneğin, bir sanat eserinin estetik değeri, bir ilişkiyi tanımlarken kullanılan duygusal derinlik veya bir yemeğin lezzeti gibi durumlar keyfiyetle açıklanır.

### Kemiyet Değil Keyfiyet Ne Anlama Gelir?

"**Kemiyet değil keyfiyet**" ifadesi, çoğunlukla bir şeyin yalnızca sayısal yönüne odaklanılmaması gerektiğini vurgulayan bir anlam taşır. Burada, sayıların, miktarların ya da dışsal görünüşün önemli olmasındansa, içsel kalite ve değerlerin ön planda tutulması gerektiği ifade edilmektedir. Bu ifade, özellikle kaliteye ve derinliğe verilen önemin altını çizen bir bakış açısını yansıtır.

Örneğin, bir kişinin yaşamında başarıdan bahsederken sadece kazandığı para, elde ettiği unvanlar ya da sahip olduğu eşyalar dikkate alınmak yerine, bu kişinin içsel dünyası, insanlara kattığı değer, toplumda yarattığı etki gibi keyfî nitelikler daha önemli bir yer tutar. Aynı şekilde, bir sanat eserinin ya da bir projenin başarısı da, yalnızca üretim miktarıyla değil, ortaya çıkan işin özgünlüğü, derinliği ve yarattığı etkiyle değerlendirilmelidir.

### Kemiyet ve Keyfiyet Arasındaki Farklar

Kemiyet ve keyfiyet arasındaki fark, kelime köklerinden de anlaşılabilir. Kemiyet, "kemi" kökünden türetilmiştir ve "ölçülebilir", "sayılabilir" anlamını taşır. Keyfiyet ise "keyf" kökünden türetilmiştir ve "özellik" ya da "nitellik" anlamına gelir. Bu kökler, iki kavramın doğasını oldukça iyi özetler.

Kemiyetin daha somut, objektif ve sayılabilir yönleri varken, keyfiyet daha soyut, subjektif ve niteliksel bir anlam taşır. Kemiyet, maddi dünyaya ve dışsal özelliklere odaklanırken, keyfiyet ruhsal, düşünsel ve duygusal bir düzeye işaret eder.

### Kemiyet ve Keyfiyetin Sosyal Yaşamda Kullanımı

Toplumlar, tarih boyunca hem kemiyet hem de keyfiyet kavramlarına farklı derecelerde değer vermiştir. Modern toplumlarda genellikle kemiyet ön plana çıkmıştır. Başarı, maddi kazanç, sayısal veriler ve rakamsal sonuçlar çoğu zaman daha fazla değer görür. Örneğin, bir şirketin başarısı, yıllık cirosu ve üretim miktarı üzerinden değerlendirilirken, çalışanların iş tatmini, yaratıcı katkıları ve iş yerindeki sosyal etkileşimler genellikle ikinci planda kalabilir.

Ancak son yıllarda, özellikle bireysel ve toplumsal anlamda, keyfiyetin daha fazla ön plana çıktığı bir anlayış gelişmektedir. Bu anlayışa göre, daha sürdürülebilir ve anlamlı bir yaşam için sadece sayısal başarılar değil, ruhsal tatmin, insanlara yapılan katkılar ve kişisel gelişim de önemli ölçütlerdir. Bu bağlamda, "kemiyet değil keyfiyet" ifadesi, toplumsal ilişkilerde, iş yaşamında ve kişisel gelişimde kaliteyi yüceltmek anlamına gelir.

### Kemiyet Değil Keyfiyet Anlayışı Eğitimde Ne Anlama Gelir?

Eğitimde de kemiyet ve keyfiyet arasındaki farklar oldukça önemlidir. Geleneksel eğitim sistemleri, genellikle kemiyetçi bir yaklaşımı benimsemiş ve öğrencilerin başarılarını sayısal verilerle ölçmüştür. Örneğin, notlar, sınav sonuçları ve başarı oranları, öğrencilerin eğitimdeki başarılarını değerlendirmek için kullanılan ana kriterler olmuştur. Ancak bu tür bir yaklaşım, öğrencilerin yaratıcı düşünme, problem çözme yetenekleri ve duygusal zekâları gibi önemli nitelikleri göz ardı edebilir.

Bununla birlikte, günümüzde daha fazla eğitimci, keyfiyetçi bir yaklaşım benimsemeye başlamaktadır. Bu anlayışa göre, öğrencilerin sadece akademik başarıları değil, aynı zamanda öğrenme sürecindeki derinlikleri, eleştirel düşünme becerileri ve kişisel gelişimleri de değerlendirilmelidir. Bu perspektifte, bir öğrencinin öğrenme süreci yalnızca sayılarla değil, aynı zamanda deneyimsel ve duygusal bir şekilde ele alınır.

### Kemiyet Değil Keyfiyet Düşüncesinin Günlük Yaşamdaki Yeri

Günlük yaşamda da kemiyet ve keyfiyet arasındaki denge önemli bir yer tutar. Özellikle tüketim toplumlarında, bireyler sıklıkla dışsal faktörlere, maddi varlıklara ve sayılabilir şeylere değer verir. Ancak, gerçek anlamda tatmin ve mutluluk genellikle keyfî özelliklerden gelir. Bir kişinin hayatındaki anlamlı ilişkiler, duygusal doyum ve içsel huzur, maddi başarı ve dışsal göstergelerden çok daha derindir.

"**Kemiyet değil keyfiyet**" düşüncesi, bireylerin daha bilinçli bir yaşam sürmelerini teşvik eder. Bu bakış açısına göre, sayısal ölçütler ve maddi kazançlar bir yere kadar önemlidir, ancak gerçek değer ve tatmin, bir şeyin derinliğinden ve kalitesinden gelir. Bu anlayış, bireylerin hem kendilerini hem de çevrelerini daha sağlıklı ve anlamlı bir şekilde değerlendirmelerine olanak tanır.

### Sonuç

Kemiyet ve keyfiyet arasındaki farklar, sadece dilin zenginliğini değil, aynı zamanda düşünme biçimlerini ve toplumsal değerleri de yansıtır. "Kemiyet değil keyfiyet" ifadesi, yaşamın her alanında derinliği ve anlamı ön plana çıkaran bir bakış açısını simgeler. Bugün, modern dünyada insanlar, sadece sayısal ölçütlere odaklanmak yerine, kalitenin ve içsel değerlere odaklanmanın önemini giderek daha fazla kavramaktadır. Bu anlayış, bireysel tatminin yanı sıra toplumsal refahın da artırılmasında önemli bir rol oynamaktadır.