Weimar'ın aksine Federal Cumhuriyet, demokratların olmadığı bir demokrasi değildir. Vatandaşların büyük çoğunluğunun siyasi sistemimizi sürdürme konusunda çıkarı var. Saksonya bu kez Başbakan seçilmesiyle bunun kanıtını ortaya koydu.
Çarşamba günü Dresden'de küçük bir umut ışığı belirdi. CDU'lu siyasetçi Michael Kretschmer yeniden Saksonya Başbakanı seçildi. Bazı insanların beklediğinin aksine, CDU ve SPD'nin arzu edilen azınlık hükümetinin Kretschmer liderliğinde gerçekten kurulup kurulmayacağı konusunda uzun vadeli bir endişe yoktu.
İkinci tur oylamada sonuç zaten açıktı; basit çoğunluk için gerekenden çok daha fazla oyla. Seçim gizliydi ancak mesaj açık: Gerekirse Demokratlar, ülkeyi yönetilemezlik tehdidinden korumak için parti sınırlarının ötesinde bir araya gelecek.
Çoğunluğun istikrarsız olduğu ve hükümetlerin istikrarsız olduğu dönemlerde bu durum hafife alınamaz. 2024 yılında istisna kural haline geldi. AfD'nin yüksek onay aldığı durumlarda, aşırı sağcı partiyle işbirliğinin her koşulda engellenmesi için diğer tüm siyasi güçlere yeni köprüler kurma çağrısı yapılıyor.
Brandenburg ve Thüringen'de bu durum BSW ile macera dolu koalisyonlara yol açtı; Saksonya'da CDU ve SPD artık bir azınlık hükümeti olarak çoğunluk elde etme becerisine sahip olmak zorunda. Burada da Sosyal ve Hıristiyan Demokratlar AfD ile çalışmayı zaten reddetmişlerdi. Kretschmer hükümeti kronik felce düşmek istemiyorsa, mevcut yasama organındaki projeler için BSW'nin, Solun veya Yeşillerin oylarına bağımlıdır; burjuva kampını neşeyle doldurması gereken bir ihtimal değil.
Ancak yine de, krizle dolu bu yılda biraz alçakgönüllü olmak gerekiyor. İstikrarlı bir hükümet, işleyen bir demokrasinin ve barışçıl bir toplumun ön şartıdır. Karmaşık koalisyonlar, başarılı popülistler ve başarısız bir federal hükümet karşısında şu anda siyasi güvenilirlik ve istikrara dair çok az işaret var.
Weimar'dan farklı olarak Federal Cumhuriyet'in demokratların olmadığı bir demokrasi olmadığını, çoğunluğunun siyasi sistemimizi sürdürmede çıkarları olan insanlar tarafından desteklendiğini takdir etmek daha da önemlidir. Bu kez Saksonya bunun kanıtını sundu.
Çarşamba günü Dresden'de küçük bir umut ışığı belirdi. CDU'lu siyasetçi Michael Kretschmer yeniden Saksonya Başbakanı seçildi. Bazı insanların beklediğinin aksine, CDU ve SPD'nin arzu edilen azınlık hükümetinin Kretschmer liderliğinde gerçekten kurulup kurulmayacağı konusunda uzun vadeli bir endişe yoktu.
İkinci tur oylamada sonuç zaten açıktı; basit çoğunluk için gerekenden çok daha fazla oyla. Seçim gizliydi ancak mesaj açık: Gerekirse Demokratlar, ülkeyi yönetilemezlik tehdidinden korumak için parti sınırlarının ötesinde bir araya gelecek.
Çoğunluğun istikrarsız olduğu ve hükümetlerin istikrarsız olduğu dönemlerde bu durum hafife alınamaz. 2024 yılında istisna kural haline geldi. AfD'nin yüksek onay aldığı durumlarda, aşırı sağcı partiyle işbirliğinin her koşulda engellenmesi için diğer tüm siyasi güçlere yeni köprüler kurma çağrısı yapılıyor.
Brandenburg ve Thüringen'de bu durum BSW ile macera dolu koalisyonlara yol açtı; Saksonya'da CDU ve SPD artık bir azınlık hükümeti olarak çoğunluk elde etme becerisine sahip olmak zorunda. Burada da Sosyal ve Hıristiyan Demokratlar AfD ile çalışmayı zaten reddetmişlerdi. Kretschmer hükümeti kronik felce düşmek istemiyorsa, mevcut yasama organındaki projeler için BSW'nin, Solun veya Yeşillerin oylarına bağımlıdır; burjuva kampını neşeyle doldurması gereken bir ihtimal değil.
Ancak yine de, krizle dolu bu yılda biraz alçakgönüllü olmak gerekiyor. İstikrarlı bir hükümet, işleyen bir demokrasinin ve barışçıl bir toplumun ön şartıdır. Karmaşık koalisyonlar, başarılı popülistler ve başarısız bir federal hükümet karşısında şu anda siyasi güvenilirlik ve istikrara dair çok az işaret var.
Weimar'dan farklı olarak Federal Cumhuriyet'in demokratların olmadığı bir demokrasi olmadığını, çoğunluğunun siyasi sistemimizi sürdürmede çıkarları olan insanlar tarafından desteklendiğini takdir etmek daha da önemlidir. Bu kez Saksonya bunun kanıtını sundu.