Pasakli olmak ne demek ?

Koray

New member
**Pasaklı Olmak Ne Demek? Bir Hikâye Üzerinden Düşünceler**

Herkese merhaba! Bugün tam da aklıma takılan bir kelimeyi, “pasaklı”yı konuşmak istiyorum. Aslında bir yandan da ne demek olduğunu tam olarak bilenlerimiz, ne demek istemediğini daha iyi bilir. Birini pasaklı diye tanımladığınızda, aslında neyi kastettiğimizi biraz da hikâyeler üzerinden keşfetmek gerekir. Bu konuda düşüncelerim var, ama önce bir hikâye anlatmak istiyorum.

**Hikâye: Pasaklı Bir Günün Ardında Bir Kadın ve Bir Adam**

Bir sabah, Ayşe ve Ahmet, kahvaltı için bir araya geldiler. Ahmet her zaman olduğu gibi düzgün, tertipli, neşeli ama aynı zamanda çözüm odaklıydı. İşler her zaman bir sistem içinde, bir düzenle giderdi. O gün de işler yine değişmemişti; dünden kalan bir dosyayı gözden geçirecek, öğleye kadar işlerini halledecekti. Ayşe ise biraz farklıydı. Genelde her şeyin içine bir parça chaos katmayı seven, o gün her ne kadar kararsız olsa da kahvaltıdan önce ütü yapmayı düşünüyordu.

Ahmet, kahvaltıyı hazırlarken Ayşe'nin dolabındaki dağınıklığı fark etti. Çamaşırları yere düşen, her bir köşeye dağılmış kitaplar, makyaj malzemeleri… İşin doğrusu, Ahmet biraz daha düzenli bir insan olarak, bu tür manzaralardan pek hoşlanmazdı. Kendi işlerini son derece düzenli yapmasına karşın, bazen Ayşe'nin bu “pasaklı” halini anlamakta zorlanıyordu.

"Ayşe, bu kadar karışıklık ne?" dedi Ahmet, hafif bir gülümsemeyle.

Ayşe, Ahmet’in tepkisini fark etti. Zaten dikkatli olduğu bir konu değildi; ama onun bu soru soruşu, bir şekilde onu biraz daha rahatsız etti. "Yani, evet biraz dağınık, ama işlerim bittikçe toparlarım," dedi Ayşe.

Ahmet, çözüm odaklı yaklaşımıyla hemen pratik bir öneri sundu. “Bence her şeyi bir düzene koymalısın, böylece kafan rahat eder. Belki her gün 10 dakika ayırıp, küçük bir düzenleme yaparsan, işlerin hiç karışmaz.”

Ayşe, her zaman olduğu gibi Ahmet’in çözüm odaklı yaklaşımına dikkatle bakıyordu. O, Ahmet’in dağınıklığı düzene sokma önerisinin doğru olduğunu biliyordu, ama bazen insan gerçekten de o karmaşayı istiyordu. Kadınların gözünden baktığında, dağınıklık sadece dışarıdaki bir görüntü değil, duygusal ve toplumsal anlamlarda da bir yansıma olabilirdi. Ayşe’nin pasaklı olmasının arkasında sadece evin düzeni değil, bazen bir arayış, bazen bir ruh hali vardı.

"Ben de biliyorum aslında, düzenli olmak iyi. Ama bazen, her şeyin düzen içinde olması bana kasvetli geliyor," diye yanıtladı Ayşe. "Biraz dağınıklık, sanki dünyayı kabullenmenin bir yolu gibi."

Ahmet biraz şaşırdı, ama Ayşe'nin daha önce söylediği "bazen dağınıklıkta bir anlam var" sözünü hatırladı. Bu, her şeyin düzenli olmasının her zaman ne kadar doğru bir şey olduğu anlamına gelmezdi. Bu, biraz daha Ayşe’nin içsel dünyasında yer edinen bir duygu olabilirdi.

**Pasaklı Olmak: Kadın ve Erkek Arasındaki Farklı Bakış Açıları**

Ahmet ve Ayşe'nin diyaloglarına bakıldığında, burada iki farklı bakış açısının devreye girdiği açık. Ahmet'in çözüm odaklı yaklaşımı, problemi bir şekilde çözme ve düzene sokma arzusu taşıyor. "Daha fazla düzen!" dediği zaman, bir sonuç almak istiyor, bir başarı görmek istiyor. Onun için "pasaklı" olmak, bir sorun ve çözülmesi gereken bir durumdur. Erkeklerin böyle yaklaşması, doğrudan stratejik ve sonuç odaklı düşünme eğilimlerinden kaynaklanır.

Ayşe ise farklı bir perspektife sahip. Dağınıklık, onun için sadece fiziksel bir karmaşa değil, aynı zamanda bir özgürlük duygusudur. Bu, toplumsal yapılar ve bireysel arzular arasında bir çatışma yaratabilir. Kadınlar genellikle duygu ve ilişkilere dayalı düşünme eğilimindedirler. Ayşe'nin pasaklılık anlayışı, aslında bir şekilde içinde yaşadığı sosyal yapıları ve o yapının öngördüğü düzeni kabul etmemenin, bununla yüzleşmenin bir yoludur. Dağınıklık, bazen onun dünyasında bir direnç ve kişisel alan yaratmanın şeklidir.

**Pasaklık ve Toplumsal Cinsiyet Rolleri**

Toplumsal olarak, "pasaklı" olmak genellikle olumsuz bir şekilde tanımlanır. Hem kadınlar hem de erkekler için, toplumun dayattığı düzenli ve tertipli olma beklentisi çok güçlüdür. Ancak, kadınların genellikle sosyal ilişkilerine, toplumsal normlara ve çevresindeki dinamiklere daha duyarlı olmaları, bu tür “pasaklı” davranışların ardında yatan derin anlamları fark etmelerini sağlar.

Erkeklerin daha çok çözüm odaklı ve düzenli bir yapıya sahip olmaları, toplumda genellikle başarı ve verimlilikle ilişkilendirilirken, kadınlar için dağınıklık bazen bir özgürlük simgesi olabilir. Ayşe’nin pasaklı olmasının ardında, belki de toplumun dayattığı düzene karşı bir direnç ve kendi duygusal dünyasının bir yansıması vardı.

**Sonuç: Pasaklık, Bir İhtiyaç mı, Yoksa Bir Sorun mu?**

Sonuç olarak, pasaklı olmak sadece bir kelime ya da dışarıdan gözlemlenen bir durum değil. Çoğu zaman bir toplumun ya da kişinin içsel dünyasının, duygusal yapısının, özgürlük arayışının bir yansımasıdır. Ahmet ve Ayşe'nin farklı bakış açıları, bu konuyu ne kadar derinlemesine ele alabileceğimizi gösteriyor.

Sizce, pasaklı olmak ne anlama geliyor? Bir ihtiyaç mı, yoksa çözülmesi gereken bir sorun mu? Kadınlar ve erkekler bu konuda nasıl farklı düşünürler? Gelin, hep birlikte bu konu hakkında fikir alışverişinde bulunalım!